HALK ŞİİRİNDEN KİNAYE ÖRNEKLERİ /2
İlk yazımızda kinayeyi şöyle tarif etmiştik:
Kinaye, mecaz sanatlarının belki de en çok bilineni, en yaygın kullanılanıdır. Kinaye, bir sözün, benzetme amacı güdülmeden hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek biçimde kullanılması sanatıdır; ancak kinayede mecaz anlam kastedilir.
Kinayeli bir sözü biz, mecazi anlamda kullanırken; “Bu, aynı zamanda gerçekte de böyle olabilir.” diye düşünürüz.
Önce Âşık ve Tekke edebiyatından daha sonra anonim ürünlerden kinaye örnekleri vermeye devam edelim:
Lâle der ki be hey tanrı/ Benim boynum neden eğri/ Yârdan ayrı düştüm gayrı/ Benden alâ çiçek var mı/ Aşık Veysel
Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu/ Eğri kılıç kında paslanmalıdır/ Köroğlu
Padişaha bile eğmeyiz başı/ Göz pınarlarımızda kuruttuk yaşı/ Başa yastık yaptık sivrice taşı/ Beş bin liranın da sözü mü olur/ Köroğlu
Seherde bir bağa girdim/ Ne bağ duydu ne bağbancı/ Gülün şeftalisin derdim/ Ne bağ duydu ne bağbancı/ Gevheri
Ömür beşiğine sabır beledim / İnce ince eleklerden eledim/ Güller diktim gözyaşımla suladım / Kıymatım bilene yolduramadım/ Âşık Mahzunî Şerif
(Ayrıca Sabır+(bebek), istiare)
Kahpe felek kan mı değdi dişine? / Ömrümü yedikçe gider hoşuna/ Bunca emeklerim gider boşuna / Bu günlerde yaraladı yâr beni/ Âşık Mahzunî Şerif
(Ayrıca Felek+(canavar) istiare)
Bu yıl benim yeşil bağım kurudu / Dolu vurdu yaprakları çürüdü / Âşık Mahzunî Şerif
Küçük çıban yara olmuş büyümüş / İlâç kâr etmiyor doktor neyimiş? / Koyunlar yenilmiş çoban uyumuş / Şu koca sürüde kurt var değil mi?/ Âşık Mahzunî Şerif
Ömrüm oruç geçti bayram etmedim / Mevlâ’m ayak vermiş bir gün gitmedim / Çok ham yetiştirdim kendim yetmedim / Kayadan su almak dile kolaydır/ Âşık Mahzunî Şerif
Kimi altun satar kimi pul yutar / Kimi soğan bulmaz kimi bal yutar / Kimi parmağını yalamış gider/ Âşık Mahzunî Şerif
Parsel parsel eylemişler dünyayı/ Bir dikili taştan gayri nem kaldı/ Mahzuni Şerif
(dikili taş: mezar- mecazı mürsel )
Kurban gelir payın yoktur/ Haftan yoktur ayın yoktur/ Ankara’da dayın yoktur./ Mamudo kurban niye doğdun?/ Mahzuni Şerif
Onlar ki çoktu malları/ Gör nice oldu halleri/ Sonucu bir gömlek giymiş/ Onun da yoktur yenleri/ Yunus Emre
Bir bağ ki viran ola/ İçi dikenle dola/ Ayıklamak neylesin/ Ateşle yanmayınca/ Yunus Emre
Çeşmelerden bardağın/ Doldurmadan kor isen/ Bin yıl dahi beklesen/ Kendi dolası değil./ Yunus Emre
Söz ola kese savaşı/ Söz ola kestire başı/ Söz ola ağulu aşı/ Bal ile yağ ede bir söz/ Yunus Emre
Bülbül oluben öterim/ Dost bahçesinde biterim/ Gül alırım gül satarım/ Bağban olmaz bana/ Yunus Emre
Ya elim al kaldır beni/ Ya vaslına erdir beni/ Çok ağlattın güldür beni/ Gel gör beni aşk neyledi/ Yunus Emre
Bahçenin kapısın açtım/ Sanırsın cennete düştüm/ Yar ile tenha konuştum/ Bir gül aldım yanağından/ Ercişli Emrah
Gökte uçar huma kuşu/ Bilmeyenler atar taşı/ Büyüklük kamilin işi/ Engin ol gönül engin ol/ Teslim Abdal
Seyrani’nin gönlü gamla yaş imiş/ Aşkı sevda cümle derde baş imiş/ Ben gönlümü toprak sandım taş imiş/ Meğer taşa tohum ekilmez imiş/ Seyrani
Lokman hekim gelse sarmaz yarayı/ Hilebaz dostunan açtık arayı/ Ne köşkümü koydu ne de sarayı/ Baykuşlar tünedi dalıma benim/ Değme felek değme telime benim/ Özlemî
Kar mı yağdı da güvendiğim dağlara/ Sam mı değdi de o sümbüllü bağlara/ Şekip Şahanoğlu
Seher yeli bizim ele gidersen/ Nazlı yâre küstüğümü söyleme/ Ne hallara düştüğümü sorarsa/ Bağrıma daş bastığımı söyleme/ Musa Eroğlu
Bana ne yazdan, bahardan/ Bana ne borandan, kardan/ Aşağıdan, yukarıdan/ Yolun sonu görünüyor/ Dursun Ali Akınet/ Musa Eroğlu
Niye gamlanırsın divane gönül/ Elbet bir gün bu kış gider yaz gelir / Ben dertliyim deyi şikâyet etme / Âşıklara da böyle cefa az gelir/ Şekip Şahanoğlu
Koyun meler kuzu meler/ Sular hendeğine dolar/ Ağlayanlar bir gün güler/ Gamlanma gönül gamlanma/ Karacoğlan
Bahçanda gülün bitmesin/ Dalında bülbül ötmesin/ Cerrah kapından gitmesin/ Sen d’olasın benim gibi/ Karacoğlan
Her daim böyledir feleğin işi/ Zehirden acıdır engelin aşı/ Tırnağın var ise başını kaşı/ Kimseden kimseye vefa yoğ imiş/ Karacoğlan
Karacaoğlan der ki bilirim yâri/ Yoluna koymuşum can ile seri/ Koynunda beslemiş ayvayla narı/ Çözüp düğmeleri göresim gelir/ Karacoğlan
(ayvayla narda ayrıca istiare var)
Coştu Karacaoğlan coştu/ Aşk deryası boydan aştı/ Bir gül idin çağın geçti/ Sol imdi dilber sol imdi/ Karacaoğlan
Nazlı yardan bana bir haber geldi/ Eğer doğru ise büktü belimi/ Dediler yârimi yad eller almış/ Kadir Mevla’m nasip eyle ölümü/ Karacaoğlan
Dostun bahçesine yad eller dolmuş/ Gülünü toplarken fidanın kırmış/ Şurda bir kötünün koynuna girmiş/ Şu benim sevmeye kıyamadığım/ Karacaoğlan
Zahidem kurbanım n’olacak halım/ Yine bir laf duydum kırıldı belim/ Eğer anan seni bana verirse/ Nemize yetmiyo’ el kadar hasır/ Neşet Ertaş
Şahin kocasa da vermez avını/ Aslı kurttur kurt yavrusu kurt olur
Dadaloğlu
Kelle koltuğunda üç gün savaştı/ Şehitlere serdar oldu Genç Osman/ Kayıkçı Kul Mustafa
Aşağıda anonim türkülerden seçilmiş kinaye örnekleri vardır:
Çift jandarma geliyor / Kaymakam konağından / Fiske vursam kan damlar / O yarin yanağından
Ötmesin bülbüller solmuştur gülüm/ Döküldü çiçeğim kurudu dalım / Dostlar omuzunda giderse salım / Atıver çemberi salın üstüne/ Karalar mı giydin alın üstüne
Sarıkamış kozaları / Yandı Avşar kazaları / Sarıkamış’ta kırıldı/ Gonca gülün tazeleri
Güvenemem servetine malına / Umudum yok bugün ile yarına / Toprak beni de basacak bağrına / Adaletin bu mu dünya?
Arzuhalim sana ey kaşı keman/ Dara düştüm kerem eyle al beni/ Od düştü sineme aman ha aman/ Aşkın ateşine etme kül beni/
Neredeysen kömür gözlüm bul beni
Aşağıdan bir yel esti/ Yine kırdı dallarımı/ Ne dedim de niye küstün/ Niye kestin dillerini
Almayı yüke koydum / Ağzını büke koydum/ Aldın yari elimden/ Boynumu büke koydun
Kaleden iniyorum / Dönmesem dönüyorum / Aşkından kibrit oldum / Üflesen yanıyorum
Kenardan geçeyim / Yol sizin olsun / Ağular içeyim / Bal sizin olsun
Demedim mi gönül sana/ Her çiçeğin balı olmaz/ Geçme nadan kapısından/ O hanede dost bulunmaz
Ah… Nerede o mis gibi leylaklar/ Sararıp solmak üzre yapraklar/ Bana mesken olunca topraklar/ Beni yâd et güzelim başın için
Karaman’ın bayırına/ At bağladım çayırına/ Bir şeftali versen bana/ Anan baban hayırına
Karanfil suyu neyler/ Güzel kokuyu neyler/ İki baş bir yastıkta/ O göz uykuyu neyler
Dereler buz bağladı/ Avcılar iz bağladı/ Beni bir gelin vurdu/ Yaramı kız bağladı.
***