AnasayfaTürkçe

Anlatım Bozuklukları- 2 (Recai KAPUSUZOĞLU)

C) Sözcükleri Yanlış Yerde Kullanmak  Türkçe kurallı bir cümlede öğeler özne, tümleçler, y&uum

Anlatım Bozuklukları- 3 (Recai KAPUSUZOĞLU)
İŞTE YAKLAŞIM BU!
DİL VE ANLATIM-4 (Dünya Dillerinin Sınıflandırılması)

C) Sözcükleri Yanlış Yerde Kullanmak

 Türkçe kurallı bir cümlede öğeler özne, tümleçler, yüklem sırasına göre kullanılır. Ayrıca, cümlede önemle vurgulanmak istenen sözcük yükleme en yakın yerde bulunur. Sıfatlar ve zarflar ise ilgili oldukları sözcüğün önünde kullanılır. Sıfat ve zarfların yanlış yerde kullanılması anlatımı bozar:

•          Ceketsiz sokağa çıkmamalı

•          Geçen hafta kaybolan Ahmet’in kalemi bulundu.

•          Çok yağmur yağarsa buğday verimi artar.

•          Hiçbir kanun dışı harekete izin vermeyiz.

•          Bu karanlıkta nasıl yola çıkmaya cesaret ettin.

•          Kısaca bildiklerimi size de anlatacağım.

•          İmza gününde bastırdığı kitaplardan birini de bana armağan etti.

•          Önlem alınmazsa bu hastalık ölüme hatta felce yol açar.

•          Teklif 10’a karşı 7 oyla kabul edildi.

•          İkinci evlilik yıl dönümünü kutlayacak.

•          Şair 65. ölüm yılında mezarı başında anıldı.

•          Sabahtan beri daha yeni elbise satmaya başladık.

•          İzinsiz inşaata girilmez.

•          Biletsiz sinemaya giremeyiz.

•          Tıklım tıklım tribünleri dolduran seyirciler takımlarını çılgınca alkışlıyor.

•          İyi insanlar öldükten sonra yaptırdıkları eserler sayesinde yaşarlar.

•          Dün gece çöpçüler tarafından silahla yaralanmış bir genç bulundu.

•          Bu gün korkunç başım ağrıyor.

•          Bazı illerimizde beklenen gecenin en düşük sıcaklığı -5 derece olacak.

•          Dünkü gazetede çıkan dershanemizin reklamı çok etkili oldu.

•          Bunca eşyayı nasıl kamyona yüklediniz.

•          Müthiş midem sancıyor.

•          Sisten dolayı Ankara’ya gidecek olan uçağın hareketine izin verilmedi.

•          Balkondan koşuşan insanlara bakıyorum.

•          Pencereden geçen arabaları seyrediyordu.

•          Koşarak hareket eden arabaya bindi.

•          Yeni durağa gelmiştim ki otobüs önümde durdu.

•          Geçen hafta kuduz olan komşumuzun köpeği öldürüldü.

D) Anlamca Çelişen Sözlerin Bir arada Kullanılması

Bir cümlede anlamca çelişen sözcüklerin yan yana kullanılması anlatımı bozar. Bu yanlışlık daha çok kesinlik bildiren sözcüklerin şüphe, ihtimal bildiren sözcüklerle bir arada kullanılmasından kaynaklanmaktadır.

•          Bu durumdan şüphesiz sen de zarar görmüş olmalısın

•          Kesinlikle söylüyorum, bu karar belki de şirketin batmasına yol açacak.

•          Yaklaşık olarak tam iki saat sonra Ankara’da oluruz.

•          Bu istekler hiç şüphesiz bakanlığa iletilmiş olmalı.

•          Göçler bundan aşağı yukarı tam bir asır evvel başlamıştı.

•          Bu adam her gün, günaşırı kapımıza geliyor.

•          Yanılmıyorsam babam bu adamlara kesinlikle yardım etmez.

•          Olup bitenlere kahkahalar atarak oturduğu yerden kıs kıs gülüyordu.

•          Verdiğiniz cevap sorumun tam karşılığı gibi.

•          Şüphesiz bu olay sizi üzmüş olmalı.

•          Kuşkusuz Akdeniz’in suları Karadeniz’inkinden tuzlu olmalı.

•          Saat tam altıya doğru eve varırız.

•          Hükümet, mecliste üye tam sayısının bir fazla oyuyla güvenoyu aldı.

•          Kral ölünce halk yeni kralı seçmek için sandık başına gitti.

•          Eminim o da kazanmış olmalı.

E) Yazım ve Noktalama Yanlışları

Kelimelerin yanlış yazımı ve noktalama eksikleri de cümlede verilmek istenen anlamı değiştirebilir. Özellikle işaret zamirleri ile adlaşmış sıfatlardan sonra virgül kullanılmaması cümlenin iki türlü anlaşılamamasına yol açar:

•          Suat uyanmış denizi seyrediyordu.

•          Öğretmen evine gidiyor.

•          Bu adamın haklı olduğunu gösterir.

•          Bayan tezgahtara parayı uzattı.

•          0 köyde yıllarca çalışmış.

•          Katil polise de ateş etti.

•          Hasta doktordan yardım istedi.

•          Genç kadına parayı uzattı.

•          Bu önemli toplantıya profesör kızıyla geldi.

•          O bankaya gitti.

•          Bu okulda öğrenilmez.

•          Yabancı gazeteciye tüm bildiklerini anlattı.

•          Sanatçı son konserinde bestelediği şarkılardan okudu.

•          Yabancı gazeteciye tüm bildiklerini anlattı.

•          Çoban ağaca yaslanmış koyunlarını seyrediyordu.

•          Cahil öğretmenin ne dediğini duymadın mı?

•          Doğru insan fikirlerini özgürce savunabilmeli.

•          Katil avukatla görüşmek istemedi.

F) Yanlış Yapılan Karşılaştırmalar

Yanlış yapılan karşılaştırmalar da cümlenin açıklığını, anlaşılırlığını bozar; cümlenin iki türlü anlaşılmasına yol açar:

•          Sen, şiir okumayı benden daha çok seviyorsun.

•          Ben senden çok zarar gördüm.

•          Babamı kardeşimden çok severim.

•          Amcasıyla teyzesini görmek için Ankara’ya gitti.

G) Cümlede Zamir Eksikliği

Cümlede zamir eksikliği de cümlenin iki türlü anlaşılmasına neden olur:

•          Kitabını okudum. ( senin veya onun kitabını)

•          Kardeşini tanıyorum.

•          Yaptığını beğendim.

•          İstediğini aldım.

•          Yaptıklarından ben sorumluyum.

•          Yaptıklarının cezasını çekiyorum.

•          Söylediklerinden bir şey anlamadım.

•          Kitaplarından çok şey öğrendim.

3) DOĞRULUK

Bir cümlede doğruluk, sözcüklerin dilbilgisi kurallarına göre düzenlenmiş olması demektir. Cümlede doğruluğu engelleyen başlıca yanlışlar şunlardır:

A) Tümleç Yanlışları

Sıralı cümlelerde birden fazla yüklem kullanılır. Bunlar farklı dolaylı tümleçler alıyorsa dolaylı tümleçlerin ayrı ayrı kullanılması gerekir. Dolaylı tümleç eksikliği anlatımı bozar.

•          Düşman kaleyi kuşattı ama ele geçiremedi.

(Nesne ortak)

•          Düşman kaleyi kuşattı ama giremedi.

(DT eksik)

•          Düşman kaleyi kuşattı ama oraya giremedi.

•          Düşman kaleye saldırdı ama giremedi.

(DT ortak)

•          Düşman kaleye saldırdı ama ele geçiremedi. (Nesne eksik)

•          Düşman kaleye saldırdı ama orayı ele geçiremedi.

•          Seni sever ve sayarım. (Nesne ortak.)

•          Sana inanıyor ve güveniyorum.(DT ort.)

•          Seni tanıyorum ama güvenmiyorum.(DT eksik)

•          Seni tanıyorum ama sana güvenmiyorum.

•          Sana inanıyorum ama iyi tanımıyorum.

(Nesne eksik)

•          Sana inanıyorum ama seni iyi tanımıyorum.

•          Arabanın kapısını açtı ve bindi.

•          Onu tanıyorum ve güveniyorum.

•          Bahçeyi gezdi ve ağaç dikmeye karar verdi.

•          Geçen yıllar bizden neler götürdü, neler getirdi.

•          Öğrencilerin yüzde yirmisi sınıfı geçti, yüzde sekseni kaldı.

•          Hakim adamın anlattıklarını dinledi ve hak verdi.

•          Köyümü çok özledim, yakında döneceğim.

•          İnanıyorum ki halk bu sözleri dinler ve inanır.

•          Başarılı öğrencileri kutladı ve ödül verdi.

•          Bankamız çiftçilere kredi veriyor ancak faiz almıyor.

•          Ne benden tamamen uzaklaş ne de çok yaklaş

•          Kitaplarını özenle koruyor kimsenin dokunmasına izin vermiyordu.

•          Odaya kimse girmesin toplantı var.

•          Bu tür uygulamalar bizi güçlendirir zarar vermez.

•          Onu sigara içerken yakaladı ama ceza vermedi.

•          Aileni sevmeli ve güvenmelisin.

•          Kimseyi dinlemek istemiyorum, nefret ediyorum.

•          Atları çok severim ama binemem.

•          Anlattıklarımı dinledi ve hak verdi.

•          Sizi tebrik eder başarılar dilerim.

•          Onunla yeni tanıştım ve çok yardım gördüm.

•          Televizyon günümüzde önemli bir araçtır, bu yüzden önem vermeliyiz.

B) Nesne Eksikliği

Sıralı cümlelerde aynı nesneyi alan iki yüklemden birincisi için nesne kullanılmışsa, ikincisi için kullanmaya gerek yoktur Ancak ilk cümlenin yüklemi geçişsiz bir fiilse nesnesi yoktur ikinci cümlenin yüklemi geçişli bir fiilse nesne ister. Bu durumda nesne kullanılmaması anlatımı bozar.

•          Kitap okumak çocuklara zarar vermez; aksine bilgilendirir.

•          Babam her zaman bana destek olmuş ve korumuştur.

•          Sana güvenir ve severim bilirsin.

•          Eşkıya, kaymakamın evini bastı, ormana götürerek kurşuna dizdi.

•          Yolda babasına rastlayınca arabasına aldı.

•          Bana yalan söyledin, aldattın.

•          Zaman zaman yoksullara yardım eder, evinde barındırırdı.

•          Babamın bir gün bile bize bağırdığını azarladığını hatırlamıyorum.

•          Çevresindeki insanlara güvenmiyor, yalancılıkla suçluyordu.

•          Ona önemli bir şey söyleyeceğim ama bulamıyorum.

•          Aldığımız meyvelerin taze olmasına özen göstermeli yıkamadan yememeliyiz.

•          Babasının sözüne karışmıyor, sessizce dinliyordu.

•          Okumak insana zarar vermez